Fas’ın gizemli çekiciliği ortaçağ ticaret yaşamını olduğu gibi koruyan medinalarında gizli sanki. Hele Marakeş özelinde bu daha da doğru. Organik bir biçimde yüzyıllar içinde oluşmuş bir labirent olan Marakeş Medinası’nda zanaatkarlar daracık sokaklarda gizli dükkanlarında kendi el emekleriyle, alın terleriyle ürettikleri malları bir bağırış çağırış içinde satıyorlar.
Bakırcısı, kunduracısı, terzisi, marangozu, ciltcisi, halıcısı ve helvacısı hala gündelik hayatın içinde yaşamını sürdürüyor. Osmanlı’daki Ahilik geleneği benzeri bir yapı hala bir nebze hayatta öğrendiğimiz kadarıyla. Tabii ki 70’lerden beri batılı için de bir cazibe merkezine dönüşen Marakeş’te türemiş bir sürü turist tuzağı hediyelik eşya dükkanı da türemiş durumda ama medina kesinlikle turistler için yapılan göstermelik oryantalist bir şov değil, hala yaşıyor; burası hala Marakeş’in gündelik hayatın kalbi, bunu hissediyorsunuz.
Medina’nın da kendi kalbi var, burası Jemâa El-fnâa meydanı.. Yüzlerce yıldır herkes geceleri burada toplanıyor. Akşam gün batımı yaklaştıkça inanması zor bir hızla sıra sıra sokak satıcıları, yemek arabaları yerlerini almaya başlıyorlar. Yüzlerce yemek arabası ve önlerine atılmış küçücük masalarda binlerce insan kendini Kuzey Afrika’nın lezzetlerine bırakıyor.
Salyangozcuların önünde genelde hep yerli halk, aşçının suyuyla beraber küçük taslara doldurduğu salyangozları eme eme mideye indiriyorlar. Başka bir tarafta önüne gelen kuzu kellesinin yanaklarını parmaklarıyla liğmeleyip pidenin arasına doldurup oğluna yediren bir baba. Genelde turistler damağa daha tanıdık gelen, lavaşlar içinde servis edilen baharatlanmış kuzu, tavuk, dana şişlere rağbet gösteriyor.Ve tabii ki Fas’taki her yemekten sonra olmazsa olmaz bir seremoniye dönüşmüş bol şekerli naneli yeşil çaylar…
Bu yemek arabalarının hemen yanında ise artık ne yazık ki bizde yitmeye başlayan sokak eğlenceleri hala yediden yetmişe Marakeş halkını sokaklara çekmeyi başarıyor. Büyülü ilaçlar satan ve tarot falı bakan kocakarılar, yılan oynatıcı mistikler, akrobatlar, koca bir çocuk kalabalığını etrafına toplamış etkileyici hareketlerle masalını anlatan meddahlar, müzisyenler… Televizyon ve internet çağında hala bu kültürün yaşatılabilmesi çok etkileyici, zaten Unesco da bu meydanı ve göstericilerini dünya kültür miraslı ilan etmiş.
Marakeş ve genel olarak Fas bize çok farklı ama yorucu bir tecrübe oldu. Sanki sadece mekanda değil de zamanda da yolculuk yapmış gibi hissettik. Etkileyici Endülüs ve Magrep mimarisiyle, labirent sokaklarıyla, yaşayan kültürüyle bizi çok etkiledi, ama kalabalık ve keşmekeşi, su bile alırken yapmanız gereken kurbanlık pazarlığı bizi aynı zamanda epey yordu.
Burası çok fotografik bir şehir.. Seda da Marakeş’i, mimarisini ve buradaki hayatı fotoğraf karelerine sığdırmaya çalıştı. Umarım siz de bizim gibi Marakeş’ten etkilenirsiniz.
Hey, gene çok etkileyici fotoğraflar ve sevimli, samimi bir anlatım eşliğinde müthiş bir paylaşım olmuş… Teşekkürler!
Öyle canlı ki fotoğraflar, bir an ekrandan içeriye giriverecekmişim gibi hayal ettim. Çok sevdim.
Bir şey sorabilir miyim? Orada Türk kahvesi mi yoksa mırra mı içiliyor? Son fotoğraflardan birinde demlik var sanıyorum. Bahsettiğiniz nane çayı böyle mi servis ediliyo yoksa?
Ne hoş!
Hey, gene çok etkileyici fotoğraflar ve sevimli, samimi bir anlatım eşliğinde müthiş bir paylaşım olmuş… Teşekkürler!
Öyle canlı ki fotoğraflar, bir an ekrandan içeriye giriverecekmişim gibi hayal ettim. Çok sevdim.
Bir şey sorabilir miyim? Orada Türk kahvesi mi yoksa mırra mı içiliyor? Son fotoğraflardan birinde demlik var sanıyorum. Bahsettiğiniz nane çayı böyle mi servis ediliyo yoksa?
Ne hoş!
Keşke daha sık yazsanız!
tesekkurleeer Hayal Kahvem! evet cayi bu sekilde servis ediyorlar.. pek de bir sekerli iciyorlar ki sormayin..
sevgiler..