İzlanda’ya Giriş 101…

Bundan aylar önce Ekim’de 3 günlüğüne İzlanda’ya gelmek üzere bir uçak bileti ve otel ayarlamıştık. Sonunda beklediğimiz an geldi ve uzun zamandır hayalini kurduğumuz geziyi tamamladık. İzlanda hayallerimizin bile ötesinde etkisi altında bıraktı bizleri. Başka bir ülkeye değil de başka bir gezegene gelmiştik sanki.
Bildiğimiz coğrafyalardan çok farklı İzlanda’nın coğrafyası. Diğer kıtalara göre çok daha genç bir yer parçası bu.. Atlas Okyanusu’nun tam ortasında, Kuzey Kutup çizgisinin hemen altındaki volkanik bir ada..
İzlanda bulunduğu kuzey enleme kıyasla ılıman bir iklime sahip, bunun sebebi gulf-stream akıntısı. Ülkede aktif birçok volkan var ve ortalama 2-3 yılda bir, biri muhakkak faaliyete geçiyor. Son yıllarda zaten bir kaç kere haber oldu İzlanda bu volkanlarıyla (Eyjafjallajökull adlı, okunması neredeyse imkansız olan volkanın birkaç sene öncesinde patlayıp Avrupa hava sahasını komple bloke ettiğini hatırlarsınız) ama asıl en büyük iki volkan Hekla ve Katla patlamayalı baya olmus ve eli kulağında diyorlar.

Ülke o kadar enteresan bir yer ki, her yıl yer altı hareketleriyle ve patlayan volkanların taşıdığı küllerle yeniden şekilleniyor. 1970’lerde hemen sahile yakın bir ada oluşuvermiş sıfırdan mesela! Gören balıkçılar ilk ne olduğunu anlayamamışlar da yakınlaştıkça görmüşler ki su altındaki bir volkanik patlama sonucu yavaş yavaş denizin üstüne bir kara parçası yükseliyor! Ada oluştuğundan beri sadece bilim adamlarının belirli dönemlerde adaya girmesine izin veriliyor ve yeni oluşan bir adaya hayatın yavaş yavaş nasıl geldiğini, ilk bakterilerden ilk bitkilere ilk yuva yapan kuşlara kadar, sıfırdan bir doğal hayatın nasıl oluştuğunu öğrenmeye çalışıyorlar.
Adanın nüfusu sadece 300.000 ama büyüklüğü Türkiye’nin yarısı kadar. Nüfus’un büyük çoğunluğu zaten Reykavik’te yaşıyor, geri kalanlar da diğer kıyı şeridinde balıkçılık ya da hayvancılıkla uğraşıyorlar. O kadar güzel ki İzlanda’nın koyunu ve atı! İki cins de safkan, ve Vikinglerin onları getirdiği 11-12. yüzyıldan beri başka hiçbir cinsle karışmamışlar.
Ülkeye farklı tip bir at veya koyun sokmak yasak. Hatta İzlanda’dan dışarıya giden İzlanda atlarını bile hastalık gelir diye bir daha ülkeye geri almıyorlarmış! Geniş gövdeleri ve kısa bacaklarıyla inanılmaz güzellikte İzlanda atları. Uzun kahküllerini attıra attıra yürüyorlar. Koyunlar da uzun uzun tüyleriyle, aylarca tamamen özgürce uçsuz bucaksız çimenlerde besleniyor, sonra Ekim-Kasım gibi toplanıp hem güdülüyor hem de artık o en besili halleriyle kesimhaneye doğru yollanıyorlar. Bizim yediğimiz en iyi kuzu eti kesinlikle İzlanda’dakiydi!
   
Bu kadar felaketler, alev ve buz, başka bir dünyadanmışcasına yer şekilleri, damarlardaki Viking kanı ve savaşlar, çok büyük bir sözlü edebiyata yol açmış. Efsaneler ve hikayeler hala günlük hayatın bir parçası: Elfler, devler, ogrelar, büyücüler.
Çok uzattım biliyorum bu girizgahta, ama heyecanım bitmiyor. Sonuçta bu güzeller güzeli adada biz hayatımızda ilk defa bir gayzer patlamasına şahit olduk, aktif bir volkanın dibine bu kadar yaklaştık, Avrupa’nın en yüksek debili şelalesini gördük, Avrupa’nın en büyük buzulunda buz dağlarının arasında bir bot turu yaptık ve hepsinden ama hepsinden önemlisi Kuzey Işıkları’nı bütün görkemiyle yaşama şansını yakaladık! Detaylar ve Seda’nın diğer inanılmaz resimleri bundan sonraki yazılarda…
İzlanda – 2: Blue Lagoon ve Golden Circle (Mavi Lagün ve Altın Çember)
İzlanda – 3: Güney Sahili ve Buzullar Diyarı Jokulsarlon
İzlanda – 4: Büyük Final Kuzey Işıkları!
Reklam

15 thoughts on “İzlanda’ya Giriş 101…

  1. Biz de baharın Izlanda’ya gitmeyi planlıyoruz. Kuzey ülkeleri arasında en ilginç olanı bence. Sanki kuzeyliligin en safı, en gercegi orada… Bakalım görecegiz. Resimler için tesekkurler, hepsi çok güzel!

    • Biz de ayni seninle ayni fikirdeyiz sevgili Mavi! Hala anlata anlata bitiremiyoruz Izlanda’yi.. heleki Izlanda yollari varsa ufukta, bundan sonraki yazilarimizi da mutlaka okumani oneririz. sevgiler!

  2. ben de tam niye bloga bu kadar ara veriyorsunuz diye düşünüyordum hatta vildanablaya da söyledim bunu. üzerine bir de izlanda çıktı. çok çok merak ettiğim bir yer.
    comenius arkadaşlarımızdan biri de izlanda. haziranda izlanda gezisi var ama gidermiyim bilmiyorum. izlandalıların fotoğraflarını görüyoruz face de , çok ilginç yerler. onlarda devamlı dağ tepe geziyorlar.
    merak ettiğim siz 3 günde bunca gezmeyi nasıl başardınız ??

    • Selamlar Buket! İzlanda’yı görme şansın varsa kaçırma. İyi ayarlanmış bir programla 2-3 gün içinde inanılmaz maceralar yaşayabilirsin. Haziran’da gitmeyi düşünürsen bir artısı bir eksisi olur. Artısı ülke kutuplara çok yakın olduğu için yazın gündüzler öyle uzun ki, geceyarılarına kadar gün aydınlık kalır, ve uzun uzun doğa gezileri yapabilirsin.. Biz gittiğimizde hava 6:30 gibi kararıyordu.. Eksisi ise ne yazık ki kuzey ışıklarını haziranda görmek mümkün değil. Ancak sonbahar ve kış aylarında görülebiliyor bildiğim kadarıyla.. Daha sık yazmaya çalışıyoruz ama fırsat olmuyor. Bu sefer niyetimiz İzlanda ile ilgili üç yazıyı birden arka arkaya yayınlamak! Bakalım becerebilecek miyiz:)

  3. Harikulade fotoğraflar! Bambaşka bir coğrafya ve ne güzel hayvanlar. Çok güzel bir paylaşım olmuş, teşekkürler.

    O değil de, Osmanlının İzlanda’yı 26 gün zapettiğini biliyor muydunuz? 16. yüzyıl Osmanlı donanması Akdeniz’i Türk gölü haline getirmiş ya hani. Sonra üşenmemiş İspanya, Portekiz ve Fas’a doğru kaymışlar. Fas’ı eli geçirdikten sonra sınırlar Atlas Okyanusu’na kadar dayanmış. Murat Reis 12 kagırgadan oluşan filosuyla Manş Denizi’nden Kuzey Denizi’ne geçmiş. Danimarka ve Norveç’i bombardıman etmiş. Veee… İşte o dönemde İzlanda’yı ele geçirmiş, 400 esir ve ganimetle Cezayir’e dönmüşler. Acaba İzlandalı bir Hürrem Sultan’ımız var mıdır bilemedim şimdi:)

    Gelecek fotoğraflarınızı ve yazınızı tüm merakımla bekliyorum:)
    Sevgiler.

    • Selamlar hayal kahvem! Evet bu anlattığın hikaye doğru, dahası da var, ülke çok küçük demiştim ya zaten. Ülkedeki herkes soyunu taa 10. 11. yüzyılda gelen viking atalarına kadar takip edebiliyor. Soy ağaçlarının tamamını biliyorlar yani anlayacağın. Küçücük adalarının tarihini, hikayelerini ezbere biliyorlar.. Öyle ızdırap çektirmiş ki bizim korsanlar izlandalılara, hala bazı gençlerde bir kızgınlık varmış Türklere. Bir arkadaşımın İzlanda’da bir barda Türk olduğunu öğrenen izbandud gibi bir oğlan, vay siz bize bunu nasıl yaptınız diye omuzlarından tutmuş dayamış duvara! Zor ayırmışlar vallaha…

  4. Gerçekten çıplak gözle de bu kadar güzel mi yoksa fotoğraflar mı bu kadar güzel göstermiş, :)
    Ellerinize sağlık!
    Bayıldım, gitmiş kadar oldum inanın!
    Selamlar, sevgiler
    Eda

    • Fotoğraflardan görüldüğünden de güzel, kendine hayran bırakan, nefes kesen bir coğrafya :) Daha yeni başladık İzlanda’yı anlatmaya, sonraki yazılarımıza da bekleriz! Sevgiler..

  5. Devamı gelecek mi? Fotoğraflar o kadar güzel ki.. Ama çok ürkütücü görünüyor. Hiç ağaç yok gibi. Kayalar, kayalar… Gitme şansım yok benim ama gerçekten görebilmeyi isterdim. Paylaşım için teşekküreler.

    • Size katılıyoruz, bu görüntüler karşısında bizim de ilk tepkimiz ‘biz İzlanda yerine yanlışlıkla Mars’a mı geldik?’ olmuştu :) Ürkütücü olduğunu sadece bizler değil yerli halk da düşünüyor; ondandır ki dağların, kayaların şekillerini mağaralarda yaşadıklarına (hala) inandıkları korkunç dev yaratıklara (trollere) benzetiyorlar. Devamı kesinlikle gelecek, çok yakında..

Kıvırcık Gezgin için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s