Her şey bir doğum günümde Hakan’ın bana fotoğraf makinesi hediye etmesiyle başladı.. İlk baslarda sadece seyahate çıktıkça yanıma alıyordum makinemi, ya da Hakan’ı ziyarete Amsterdam’a gidişlerimde.. Aradan yıllar geçti, biz evlenmeye karar verdik, işte o zaman fotoğraf çekmeye iyiden iyiye merak saldım.. Niye mi?
Hakan’la evlilik planları yapmaya başlayınca herkes gibi ben de öncelikle bir yapılacaklar listesi çıkardım. Allah’tan ev kurma gibi bir derdim yoktu, o yüzden bütün enerjimi bu yapılacak islere verebilecektim. Düğünden 6 ay önce başladım araştırmalarıma (ne kadar erken o kadar iyi, stressiz olur benden söylemesi). Yapılacaklar listesinin ne kadar uzun olduğunu söylemeye gerek yok herhalde..Düğün yapanlar bilirler, o liste bitmez, sürekli ilaveler olur. Hatta düğün günü dahi ‘ah bilmem ne yapmayı nasıl unuttuk, hiç aklımıza bile gelmedi’ denen şeyler mutlaka çıkar. O yüzden ‘bir şey unutmuş olabilir miyim’ diye sıkıntı yapmaya gerek yok, yeni evlenecekler, sıkmayın hiç tatlı canınızı :) O gün sizin en mutlu gününüz olacak, olsun varsın, bişeyler eksik kalsın, sonrasında gülüp geçeceksiniz bunlara belki hatırlamayacaksınız bile ;)

Ha tabii unutulacak şey var unutulmayacak şey var..Hatta hatta kesinlikle atlanmaması gereken şeyler var.. Bunlardan ilki düğün tarihi almak ve düğün mekânını ayarlamak :) Gülmeyin, çok ciddiyim! Son zamanlarda Ramazan da yaz aylarına denk geliyor, düğün yapılacak cumartesiler çabucak kapılıyor, benden söylemesi..
İkincisi düğünde çalınacak müzik (eğer canlı müzik tercih etmiyorsanız, bir DJ ile anlaşın ve mutlaka playlist hazırlayın), üçüncüsü de düğünde fotoğraflarınızı çekecek fotoğrafçı. Müzik önemli çünkü düğünden sonra misafirlerinizin aklında kalacak tek şey ne yediklerinden ziyade düğünde ne kadar dans edip eğlendikleri olacak. Fotoğrafçı önemli çünkü aradan yıllar geçip geriye baktığınızda düğününüzden geriye iste o fotoğraflar kalacak (tabii kameraman da önemli ama kimsenin o saatler suren düğün videosunu açıp bi daha izlediğini sanmıyorum).
Kendi düğünümüz için fotoğrafçı ararken ince eleyip sık dokudum. Düğün fotoğrafçılığı konusunda okudukça, son dönemde klasik tip düğün fotoğrafçılığının popülaritesini oldukça yitirdiğini öğrendim. Artik çok az çift nikâh sonrasında gidip fotoğraf stüdyosunda doğallıktan uzak arka fonlar önünde önceden belirlenmiş pozları veriyor. Dijital fotoğraf makinelerinin kullanımının da yaygınlaşmasıyla birlikte artık stüdyoda fotoğraf çekme devri sona ermiş gözüküyor. Şimdilerde yeni moda ise hikâye ya da diğer adıyla belgesel düğün fotoğrafçılığı.. Peki, bu türü klasik düğün fotoğrafçılığından farklı kılan şey ne ola ki?
Bu türe belgesel niteliği kazandıran ve klasik türden ayıran en önemli faktör, fotoğrafçının düğün gününü gelin ve damada ilerde yaşatacak spontane fotoğraflar çekmesi.. Bence bu fotoğraf türünü en cezbedici kılan şey de bu.. Fotoğrafçının amacı o gün yaşanılan özel anları ve duyguları ön plana çıkararak doğal ve samimi fotoğraflarla bir düğün hikayesi ortaya çıkarmak..

Klasik düğün fotoğrafçılığından bir diğer farkı, çekim şartlarının çoğunlukla fotoğrafçının kontrolü dışında olması.. Bu da işin zorlu kısımlarından biri.. Stüdyoda çekilen fotoğraflarda kontrol edilebilir bir ışık düzenlemesi var iken, belgesel düğün fotoğrafçılığında fotoğrafçı mevcut ışık şartları altında, yanında taşıyabildiği ekipmanlarla (çoğunlukla harici flaş, bazen de softbox ve reflektörler) en özel anları yakalamaya çalışır.
İşin bir diğer zorlu kısmı da (belki de en kritik kısmı) işte o özel anların yakalanıp fotoğraflanmasıdır. Stüdyoda çekilen fotoğraflar planlı pozlar olduğu halde, düğün günü esnasında genellikle kendiliğinden gelişen bu anların çoğu plansızdır ve tekrarı mümkün değildir. Dolayısıyla da belgesel düğün fotoğrafçılığı, büyük dikkat, gözlem yeteneği ve öngörü gerektirir.

Peki fotoğrafların hepsi mi belgesel niteliğinde? Artık düğünde gelin, damat, aile, eş dost hiç mi poz veremeyecek? Toplu aile fotoğrafları tarihe mi karıştı? Arkadaşlarla beraber çekilmiş fotoğraflar yok mu artık? Olmaz olur mu.. Gelin ve damat eskiden stüdyoya gidip poz verirlerken şimdi o pozları çeşitli dış mekânlarda vermeyi tercih ediyorlar. Böylece dış mekân arka planlar fotoğrafa hem bir dinamizm kazandırıyorlar, hem de geriye hoş bir anı bırakıyorlar. Grup fotoğraflarına gelince, onlar çoğunlukla düğün hazırlık aşamasında ya da düğün esnasında çekiliyor.

Sonuç itibariyle kendi düğünüme fotoğrafçı ararken merak saldığım ve git gide beni kendi çeken bu fotoğraf türünü deneme fırsatına ve şerefine, arkadaşlarım Baran ve Özlem’in nazik teklifi sayesinde nail oldum. Geçtiğimiz yaz Temmuz ayında evlenen arkadaşlarım düğünlerinde sabahtan akşama kadar düğün günlerinde yanında olup onların bu mutlu günlerini görüntülememi istediler benden seve seve kabul ettim. Benim için çok önemli olan bu görevi yerine getirebilmek için günlerce hikâye düğün fotoğrafçılığı konusunda araştırmalar yaptım. O gün yapılması gerekenler, kullanılacak ekipmanlar, mutlaka çekilmesi gereken fotoğraflar (önemli anlar ve detaylar) vs.. Sonunda düğün günü gelip çattı. Heyecanım doruktaydı, hem korku hem de büyük bir sabırsızlık duyuyordum.. Öyle ki bir gece öncesinde heyecandan uyuyamamıştım!

Sabahın erken saatlerinde başlayıp gecenin ilerleyen dakikalarına kadar an be an gelin ile damadı takip edip fotoğraflarını çektim. Maalesef nikâh salonunda fotoğraf çekmeme izin vermediler, ve düğün mekânındaki çekimler de sınırlı sayıda kaldı (nikâh salonu ve düğün mekânında mevcut anlaşmalı fotoğrafçı olması nedeniyle) ancak buna rağmen yaklaşık 1400 fotoğraf çekmiş olduğumu fark edince ben bile sasırdım :)
Tabii iş, fotoğrafların çekimiyle bitmiyor, daha sonrasında onların renk ayarlarının ve düzeltmelerinin yapılması geliyor.. İtiraf etmeliyim ki, isin bu kısmı oldukça zahmetli, ama sonuçlarına kesinlikle değiyor!
Eh o zaman lafı daha fazla uzatmadan o gün çektiğim fotoğraflardan küçük bir derlemeyi beğeninize sunayım :)
Bir Not: Bir sonraki düğün yazısı için tıkla..
Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.