Yine kış kapıya dayandı, havalar soğumaya günler kısalmaya başladı. Eğer siz de benim gibi fotoğraf çekmeye meraklıysanız, bunun ne yazık ki daha az açık hava fotoğrafı demek olduğu fikrine katılırsınız sanırım. Diğer yandan hava şartlarının fotoğrafa olan ilginizi azaltmasına izin vermek istemiyorsanız, size Amsterdam’da 3 yeni fotoğraf sergisi önerisinde bulunabilirim. Hem fotoğraf dünyasının yeniliklerinden kopmamış hem de yeni projeleriniz için fikir edinmiş olursunuz ;)
Sergilerin ilki Scarlett Hooft Graafland’ın Soft Horizons adlı sergisi.. Amsterdam’ın ilk fotoğraf müzesi olan Huis Marseilles Fotoğraf Müzesi sergiye ev sahipliği yapıyor. Klasik bir mimariye sahip olan bina 1665 yılında Isaac Focquier adlı bir Fransız tüccarı tarafından yaptırılmış. Focquier, Marseille’den gemisini yükleyip Amsterdam’a gelmiş ve bu eve yerleşmiş. Kendisini getiren gemi ve yükleri sayesinde zenginleşmiş ve evinin ön cephesine Marseille limanının taştan haritasını asmış. Sonrasında evini satmış olsa da taştan harita bugün müze olan binanın ön cephesinde durmaya devam ediyor. 300 yıllık mimarisini aynen korumaya devam eden binanın bir de arka bahçesi var ki bahar ve yaz aylarında yapılacak müze ziyareti esnasında mutlaka vakit geçirmeye değer.

Gelelim serginin kendisine.. Hem heykeltraş hem de fotoğrafçı olan Scarlett Hooft Graafland, ilk defa bu büyüklükte tek kişilik bir sergi açıyor. Fotoğraflarda kullandığı arka planlar serginin ismini destekler nitelikte; dingin olduğu kadar bir o kadar da görkemli doğa manzaları..Kendisi Hollanda doğumlu olan sanatçı fotoğrafların çekimi için Çin’e, Bolivya’nın tuzlalarına, Kuzey Kanada’nın kutup düzlüklerine ve İzlanda’nın lav alanlarına gitmiş, ve yardımcı malzemeler (toplar, balonlar) ile yerli halkın fotoğraflara katılımı sayesinde etkileyici kompozisyonlar yakalamış. Her geçen gün daha fazla zarar gören doğayı, yitirilen gelenekleri ve becerileri fotoğraf aracılığıyla gözler önüne seren Graafland, renkleri ustaca kullanışı ve yarattığı sürreal kompozisyonlarıyla fark yaratan bir fotoğrafçı..


Sergi, 11 Aralık 2011 tarihine kadar Huis Marseille’de ziyaretçileri etkilemeye devam edecek.
Sergilerin ikincisi Tarihi Yahudi Müzesi’nde (Jewish Historical Museum) gerçekleşen Saul Leiter’in New York Reflections adlı sergisi. 1930 yılında kurulan müze, Yahudi’lerin (özellikle Hollandalı Yahudilerin) 400 yıllık tarihine ve yaşamlarına ışık tutuyor. Aynı zamanda oldukça zengin kalıcı kolleksiyonunda Yahudi sanatçıların çalışmalarına yer veriyor. Kendisi de bir Yahudi olan Amerikalı fotoğrafçı ve ressam Saul Leiter’in Hollanda’da ilk defa açılan sergisi müzenin en alt katında ziyaret edilebiliyor.

Gençliğinde hahamlık eğitimi alan Saul Leiter, 23 yaşında din eğitimine son verip New York’a taşınır ve ressam olmaya karar verir. Soyut ekpresyonist ressam Richard Pousette-Dart ve fotoğrafçı W. Eugene Smith’in teşvikleriyle fotoğrafçılığa soyunur. Henri Cartier-Bresson’un çalışmalarını keşfeden Leiter, 35mm Leica’sı ile New York sokaklarında fotoğraflar çekmeye başlar ve çektiği siyah beyaz o dönem büyük yankı uyandırır. Siyah-beyaz sokak fotoğrafları çeşitli sergilerde gösterilmeye başlanır. New York Fotoğrafçılar Okulu’nun kurucularından biri olan Leiter, daha sonra renkli fotoğraflar çekmeye başlar ve sonraki 20 yıl boyunca moda fotoğrafçılığı yapar. Kullandığı soyut şekiller ve kökten yaratıcı tarzı ile zamanının meslektaşları arasından sıyrılır, ve ressam-fotoğrafçı olarak ün kazanır. Bir yandan moda fotoğrafçılığı sayesinde para kazanmaya devam ederken, diğer yandan sokaklarda fotoğraf çekmeyi de ihmal etmez, ancak bu fotoğrafların çoğu senelerce film halinde evindeki kutularda saklı kalır, ta ki geçtimiz 3-4 seneye kadar..

Erken dönem ve renkli fotoğrafçılığın en önemli isimlerinden biri olan Leiter’in saklı kalmış fotoğrafları geçtiğimiz yıllarda saklı oldukları kutulardan çıktı ve teker teker basıldı. Bu sayede 1950’lerden bu yana New York sokakların’da çektiği renkli fotoğraflar gün yüzüne çıkmış oldu. Saul Leiter, renkleri bir ressam ustalığıyla kullanışı, soyut kompozisyonları, resim ile fotoğrafı harmanlayışı ve hayalciliğiyle son 40-50 yılın ticari olmayan tek renkli fotoğrafçısı.. New York Reflections sergisi ise Tarihi Yahudi Müzesi’nde 4 Mart 2012 tarihine kadar ziyaret edilebilir.
Geldik yazımızın son sergisine.. Amsterdam’ın son zamanlarda giderek markalaşan fotoğraf müzesi FOAM’un her sene yenisini düzenlediği Yetenek 2011’de (Talent 2011) bu yıl seçilen 15 genç yeteneğin çalışmaları sergileniyor. Aralarından birkaç tane fotoğrafçının çalışmalarını ben çok beğendim, aşağda görebilirsiniz.
Ina Jang (Güney Kore)

Raphaël Dallaporta (Fransa),

Alessandro Imbriaco (Italya),

Ivor Prickett (Irlanda),

Dünyanın dört bir yanından 800’ün üzerinde başvuru alan yarışmada elemeleri geçen diger fotoğrafçıların isimleri şöyle:
Mirko Martin (Almanya), Katrien Vermeire (Belçika), Fleur van Dodewaard (Hollanda), Ester Vonplon (Isviçre), Renato Abreu (Brezilya), Lucas Blalock (ABD), Florian van Roekel (Hollanda), Gosha Rubchinskiy (Rusya), Mayumi Hosokura (Japonya), Jessica Eaton (Kanada), and Alberto Salván Zulueta (Ispanya).

Sergi, günümüzün genç fotoğrafçılarının ilgilendiği konuları, gelişmeleri ve trendleri takip etmek açısından ilgi çekici olabilir. Sergi Foam’un yeni sergi mekanı olan Vijzelstraat 78’de 15 Aralık tarihine kadar gezilebilir.
Bol fotoğraflı günler :)