Fas gezimizin sabırsızlıkla beklediğimiz durağına, Chefchaouen’e, Tanca’dan otobüsle 3 saatte varıyoruz.
Chefchaouen, Fas’ın iç kısımlarında Rif dağlarının eteklerine kurulmuş küçük ama sempatik bir kasaba. Denizden bu kadar uzak olup deniz kenarındaymış hissi yaratan bu kasaba, çivit mavisine boyanmış evleri sayesinde attığınız ilk adımdan itibaren sizi etkisine alıyor.

Fas’ta gezdiğimiz diğer şehirlerden (Marakeş, Tanca, Fes, Meknes, Volubilis) çok farklı bir yer burası.. Güzelim dağ havası ve yeşil bitki örtüsüyle doğa dostlarını kendine hayran bırakan; günlük koşuşturmacadan uzaklaşıp kafasını dinlemek isteyenlere bolca huzur sunan Chefchaouen, midesine düşkün olanlar için de güzel lezzetler vaadediyor.

Yaklaşık 4 saatlik ziyaretimizde önce Chefchaouen’in sokaklarında kayboluyoruz ve bol fotoğraf çekiyoruz. Daracık sokaklarında çocuklar top oynuyor, kediler kapı kenarlarında dinleniyor, erkekler kahvede sohbet ediyor ve turistler kasaba meydanında gölgeleniyor.

Biz de iyice yorulunca kasaba meydanındaki bir restaurantta kendimize harika bir ziyafet çekiyoruz. Fas’daki tek lezzetli balık yemeğine dağların ortasındaki bu kasabada rastlamamız bizim için gerçekten enteresan ama hoş bir tecrübe oluyor..

Chefchaouen’e İspanyol ve Fransız gençlerin talebi yoğun ve bu talebi karşılamak üzere 200 otel ve pansiyon kurulmuş ufacık kasabaya. Biz buraya konaklamak amacıyla değil geçerken uğramak üzere geldiğimizden oteller hakkında pek fikrimiz yok ancak programımız bu kadar yoğun olmasa ya da daha uzun bir tatilimiz olsa kesinlikle burada 3-4 gün geçirmek isterdik.
Siz de benim gibi fotoğrafa meraklıysanız ya da kafanızı dinleyebileceğiniz küçük, huzurlu bir köşe arıyorsanız, burası tam size göre! Fas’a gitmişken bu şirin kasabaya uğramayı ihmal etmeyin, sizi hayal kırıklığına uğratmayacağına emin olabilirsiniz.
Fotoğraflar: Seda Cinar Ceyhan
Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.